Üçlü Tek Tanrı - Tanrı’nın Sözü, Mesih veya Tanrı’nın Oğlu
Birçok insan Baba Tanrı’ya yani Tanrı’nın Özüne inanma konusunda fazla itirazı yoktur. Ama çoğu kişi Tanrı’nın Sözü, Mesih veya Tanrı’nın Oğlu deyince toplumun verdiği önyargıdan dolayı şüpheli veya mantık dışı olduğunu düşünürler. Oğul derken mecaz anlamındadır. Kesinlikle bedensel anlamda değildir. “Var olan Tanrı tekli tek Tanrı mı?” adlı makaleyi henüz okumadıysanız bu yazıyı okumadan önce okumanızı tavsiye ederim. Yaratılış sırasında Tanrı’nın Özü, Sözü ve Ruhu nasıl birlikte çalıştığını, tekli tek Tanrı olarak bu durumu açıklamanın ne kadar zor olduğunu, ancak üçlü tek Tanrı olarak açıklayabileceğini söylemiştim. Şimdi Eski antlaşmanın yazılar, Zebur ve İncil’de Tanrı’nın Sözü, Mesih veya Oğlu ile ilgili ayetlere bakalım.
Zebur’da olan Tanrı’nın Oğlu ve Mesih ile ilgili yazı
RAB Efendim’e: “Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur” diyor. (Zebur 110:1) Tanrı Hz. Davut’un Efendisine Tanrı’nın sağında oturmasını istedi. Burada Tanrı Davut’a ‘benim sağımda otur’ demedi. Hz. Davut’un efendisi kimdi? O kim ki Tanrı O’na kendisinin sağında oturmasını istedi? Alttaki yazıyı okuduğunuzda daha iyi anlarsınız.
Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa, Neden boş düzenler kurar bu halklar? Dünyanın kralları saf bağlıyor, hükümdarlar birleşiyor. RAB’be ve meshettiği krala karşı. “Koparalım onların kayışlarını” diyorlar, “Atalım üzerimizden bağlarını.” Göklerde oturan Rab gülüyor, onlarla eğleniyor. Sonra öfkeyle uyarıyor onları, gazabıyla dehşete düşürüyor. Ve, “Ben kralımı Kutsal dağım Siyon’a oturttum” diyor. RAB’bin bildirisini ilan edeceğim: Bana, “Sen benim oğlumsun” dedi, “Bugün ben sana baba oldum. Dile benden, miras olarak sana ulusları, mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim. Demir çomakla kıracaksın onları, çömlek gibi parçalayacaksın.” Ey krallar, akıllı olun! Ey dünya önderleri, ders alın! RAB’be korkuyla hizmet edin, Titreyerek sevinin. Oğulu öpün ki öfkelenmesin, Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz. Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir. Ne mutlu O’na sığınanlara! (Zebur 2: 1-12) Davut M.Ö. 1000 yılında Mesih(Tanrı’nın uluların kralı olarak meshettiği kişi)’in geleceğini, dünya krallarının Mesih’e karşı geleceğini görmüş. Bu Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğunu ve yeryüzünde olan her şeyin üzerinde O’nun etkisi olduğunu açıkça söylemektedir. Bunun dışında birçok yerde de Mesih’le ilgili yazılar var.
Eski antlaşmada olan Tanrı’nın Oğlu ve Mesih ile ilgili yazı
Ama sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğun halde, İsrail’i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak. Onun kökeni öncesizliğe, zamanın başlangıcına dayanır.( Mika 5:2) M.Ö. 7. yüzyılda Mesih’in Beytlehem’de doğacağını Onun ezelden var olan Tanrı olduğunu açıklamaktadır.
Çünkü bize bir çocuk doğacak, Bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü , Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak. (Yeşaya 9:6,7) Peygamber Yeşaya gelecek Mesih’in Tanrı’nın ta kendisi olduğunu açıklamaktadır.
Bunun dışında da Eski antlaşmada Mesih’le ilgili birçok yazı var. Bu konu ile ilgili “Peygamberler ne dediler?” makalesinde daha detaylı bakacağız. Ancak bu yazıda Tanrı’nın Oğlu olarak denecek Mesih’in kimliğiyle ilgili daha derin düşünelim.
İncil’de yazılı olan İsa Mesih’in kimliğiyle ilgili kocaman bir soru işareti?
İsa Mesih sadece sıradan bir peygamber mi? Yoksa Tevrat, Zebur ve Eski antlaşmada yazılmış olduğu gibi gelecek olan Mesih yani Tanrı’nın Oğlu mu? Onun yaptıkları ve söylediklerine bakalım.
Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu. İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O’nu uyandırıp, “Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?” dediler. İsa kalkıp rüzgarı azarladı, göle, “Sus, sakin ol!” dedi. Rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu.(İncil Markos 3: 37-39) Birçok peygamber çeşitli mucizeler yaptı. Ama hepsi de ancak Tanrı’ya dua ederek mucizeler yapabildi. İsa Mesih de büyük mucizeler yaptı. Ama yalvararak değil direk rüzgara emir verdi. Bunu kim yapabilir? İnsan kesinlikle bunu yapamaz. Başka bir olaya bakalım.
İsa adamın evine gelince Petrus, Yuhanna, Yakup ve kızın annesi babası dışında hiç kimsenin kendisiyle birlikte içeri girmesine izin vermedi. Herkes kız için ağlıyor, dövünüyordu. İsa, “Ağlamayın” dedi, “Kız ölmedi, uyuyor.” Kızın öldüğünü bildikleri için İsa’yla alay ettiler. O ise kızın elini tutarak, “Kızım, kalk!” diye seslendi. Ruhu yeniden bedenine dönen kız hemen ayağa kalktı. İsa, kıza yemek verilmesini buyurdu. (İncil Luka 8: 51-55) Çok nadir olsa da bazı peygamber ölüyü diriltti. Yalnız Rabbe hararetle dua ederek ancak gerçekleştirebildi. Ama İsa Mesih direk ölüye emir verdi. “Kalk!” Yalnız bu çocuk değil. Başka birçok insanı hatta cesedi kokmaya başlamış insanı bile diriltti. Kim ölüye hayat verebilir bu şekilde emir vererek? Yalnız Tanrı değil mi? Öyle ise İsa Mesih kimdir?
İsa Mesih’in (Oğul’un) Kimliği
Kalabalıktan ötürü onu içeri sokacak yol bulamayınca dama çıktılar, kiremitleri kaldırıp adamı yatakla birlikte orta yere, İsa’nın önüne indirdiler. İsa onların imanını görünce, “Dostum, günahların bağışlandı” dedi. Din bilginleriyle Ferisiler, “Tanrı’ya küfreden bu adam kim? Tanrı’dan başka kim günahları bağışlayabilir?” diye düşünmeye başladılar. Akıllarından geçenleri bilen İsa onlara şöyle seslendi: “Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz? Hangisi daha kolay, ‘Günahların bağışlandı’ demek mi, yoksa ‘Kalk, yürü’ demek mi? Ne var ki, İnsanoğlu’nun* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye…” Sonra felçli adama, “Sana söylüyorum, kalk, yatağını toplayıp evine git!” dedi. Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı ve Tanrı’yı yücelterek evine gitti. (İncil Luka 5:19-25) Tanrı’dan başka kim bir insanın günahını bağışlayabilir? Hiç kimse. O zaman nasıl İsa “günahların bağışlandı” diyebilir? Eğer kendisi günahı bağışlayacak otoriteye sahip olmasaydı, bu işi yapan bir sahtekâr olsaydı nasıl anında felçliyi iyileştirebilirdi?
İsa Mesih kendisi hakkında ne dedi?
İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu sordu: “Halk, İnsanoğlu’nun* kim olduğunu söylüyor?” Öğrencileri şu karşılığı verdiler: “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biridir diyor.” İsa onlara, “Siz ne dersiniz” dedi, “Sizce ben kimim?” Simun Petrus, “Sen, yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin*” yanıtını verdi. İsa ona, “Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!” dedi. “Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır. (;ncil Matta 16: 13-17) Eğer İsa Mesih normal bir peygamber olsaydı kendisine “Tanrı’nın Oğlusun” diyen öğrencisini kesinlikle uyarması gerekiyordu. Ama İsa Mesih tam tersine bu sırrı anlamasının sebebini göklerde ki Baba Tanrı sayesinde anlayabildiğini söyledi.
İsa onlara şu karşılığı verdi: “Size söyledim, ama iman etmiyorsunuz. Babam’ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.” (İncil Yuhanna 10: 25-30) İsa apaçık bir şekilde kendisinin Baba Tanrı ile bir olduğunu yalnız burada değil İncil’in birçok yerinde söyledi. İsa Mesih’in çarmıha gerilmesinin asıl nedeni buydu. Bir de İncil’in sonradan bu şekilde değiştirmenin kesinlikle mümkün olmadığını “Yanlış bilinenler 1 ve 2” makalesine bakarsanız daha net anlayabilirsiniz. O zaman gerçekten başlangıçtan beri Baba Tanrı ile birlikte olan Tanrı’nın Sözü yani Tanrı’nın Oğlu Mesih miydi?
İsa Mesih kimdir?
İsa Mesih’in öğrenciler yalnız üç buçuk yıl Onunla birlikte zaman geçirdiler. İsa Mesih’i 30 gümüş paraya satan Yahuda İskaryot haricinde bütün öğrenciler İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu, Kurtarıcı Mesih olduğu ile ilgili tanıklık ederek bu dünyada hiçbir zenginlik veya rahatlığa sahip olmadan bu müjde için canını verdiler. Bu dünyada kim yalan için canını verir? Bazılarının testere ile başı kesildi. Bazıları ise ters çarmıhta öldürüldü bazıları da kaynayan yağ kazanına atıldı. Ama kimse O’nun Tanrı’nın Öz varlığından gelen Tanrı’nın Oğlu Mesih olduğunu inkâr etmedi. Biz ciddi bir şekilde düşünmeliyiz. Roma İmparatoru 300 yıl boyunca İsa Mesih’in izinde yürüyenlere zulmetti. Onların sahip olduğu mülkleri çaldı, canlarını aslanın ağzına yem olarak attı. Ama bu düşünceden vazgeçiremediler. İsa Mesih’i en yakından tanıyan öğrenci Yuhanna şöyle tanıklık etti.
Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı. Söz, insan olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini –Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul’un yüceliğini– gördük. Nitekim hepimiz O’nun doluluğundan lütuf üzerine lütuf aldık. Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi. Tanrı’yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı.(İncil Yuhanna 1: 1-3, 14,16,17)
Sizce İsa Mesih kimdir? O’nun kimliğiyle ilgili daha detayı anlamanız için Allah doğmaz doğurmaz ölmez yazısını ve Kurban olan Tanrı’nın kuzusu yazısını okumanızı tavsiye ediyorum.
Oğul nedir? Bizler neden Oğul kelimesini kullanırız? Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Oğul evin sürekli üyesidir.