Tanrı kimdir?

Kutsal Kitap’ta olan Tek Tanrı

Var olan Tanrı’yı tanımak için birlikte yolculuğa çıkalım. Kutsal Kitap’ın birçok yerde Tanrı’nın Tek olduğunu söylemektedir.

Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB’dir.” (Tevrat Yasanın Tekrar: 6:4)

Çünkü sen ulusun, harikalar yaratırsın, Tek Tanrı sensin.(Zebur 86:10)

Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımalarıdır. (İncil Yuhanna 17:3)

İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab’dir.  Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’ (Markos 12:29,30)

 

Kutsal Kitap’ın birçok yerinde ilahlar anlamına gelen Elohim kelimesi kullanılmaktadır.

 

Tevrat, Zebur, ve İncil’in birçok yerinde Tanrı’mızın tek olduğunu söylemektedir. Ama yine de birçok yerde Tanrı hakkında bahsederken İbranice olan Elohim (İbranice: אֱלֹהִים) kelimesini kullanılmaktadır. Elohim demek tanrılar demektir. Eloh dişil bir kelimedir, arkasına eril çoğul eki “im” gelmiştir. Örneğin Tevrat Yaratılış 1:26’da “Tanrı, ‘Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım’ dedi” Bu çok ilginç değil mi? Tanrı insanı yaratırken kendini çoğul olarak göstermekte. Suretimde ve kendime benzer insan yaratayım değil “suretimizde” ve “yaratalım” olarak yazıldı. Acaba yanlış mı yazıldı? Böyle yazılan başka yeri var mı?

Sadece orda değil. Tevrat Yaratılış 3:22 “Sonra, ‘Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu’ dedi, ‘Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.'”  Bu ayette Tanrı kedisinden bahsederken ‘bizler gibi’ kelimesini kullanmaktadır. Neden? Yaratılış 11:7’te “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.”  Yaşaya 6:8’te  Sonra Rab’bin sesini işittim: “Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek?” diyordu. “Bizim için” diyor. Yalnız birkaç el yazmasında değil yeryüzünde bulunan tüm Kutsal Kitap’ta böyle yazılmaktadır. Kesinlikle bir iki kişinin el yazması sırasında ortaya çıkan yanlışlıklarından ibaret değildir. Öyle ise Tanrı kendini tanıtırken çoğul eki neden kullandı? Hem tek hem de çoğul olabilir mi? Bu konu ile ilgili daha iyi anlamak için Tanrı’nın evreni nasıl yaratığına bakalım.

Yaratılışta olan Tanrı’nın esası ile ilgili gizemi

Kutsal Kitap, birinci bölüm birinci ayetten Tanrı’nın evreni nasıl yarattığına dair bilgi vermektedir.

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu. Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu. (Tevrat Yaratılış 1:1-3)

Tanrı’nın Ruhu

Başlangıçta yeryüzünde şekiller bile yokken engin karanlıkla kaplı olan dünyayı sarıp hareket eden bir varlıktan bahsetmektedir. Evet! Tanrı’nın Ruhu. Acaba O Kimdir?

  • Tanrı’ya ait bir parça mı?
  • Tanrı’nın özünden farklı başka bir varlık mı?
  • Tanrı ile aynı özü taşıyan başka bir varlık mı?

Tek tek detaylı şekilde derin derin düşünelim. Kutsal Kitap’ın hiçbir yerinde Tanrı Kendi Ruhu’nu yarattı diye bir şeyden bahsetmemektedir. Tersine başlangıçta Tanrı evreni yaratırken Tanrı’nın Ruhu’nun orda olduğunu ve Öz ile birlikte çalışmakta olduğunu görüyoruz. O zaman Tanrı’nın Ruhu Tanrı’nın parçası yada meleği olarak bakmak doğru değildir. Çünkü hem hiç kimsenin tarafından yaratılmadı hem de ezelden onunla birlikte çalışıyordu.

İkinci soruya bakalım. Tanrı’nın özü ile farklı varlıksa özü ile nitelikleri farklı olması gerekiyor. Tanrı’nın niteliklerini gösteren önemli isimler var. Rab veya efendi anlamına gelen Adonai(אדני), hiçbir şeye muhtaç kalmadan kendi var olan anlamına gelen Yahwe( יהוה), kadir olan Rab anlamına gelen Elşadai(שדי אל), bizi gören veya bakan anlamına gelen Elroi(ראיאל), ezel ve ebediyen var olan anlamına gelen Elolam(עוֹלָםאל) gibi çok isim var. Kutsal Ruh’un bu tip niteliklerle dolu bir Varlık olduğu yalnız yaratılış sahnesinde değil Kutsal Kitap’ın birçok yerinde rahatça görülmektedir.  Başlangıçta Öz ile birlikte evreni yaratan Tanrı’nın Ruhu Tanrı’nın Özü ile aynı nitelikleri taşımıyorsa nasıl bu evren parçalanmadan ayakta durabilir? Niteliği farklı olan bir varlık kesinlikle evrenin yaratılışına ortak olamaz. O yüzden Tanrı’nın Ruhu Tanrı’nın özünden farklı başka bir varlık olamaz.

Üçüncü soruya bakalım. İbranice olarak  “הקודש רוח ” Ruah hakodeş yani Kutsal Ruh olarak adlandırılan Tanrı’nın Ruhu kelimesi Eski Antlaşmada 149 kere diğer kelime ile bağlantı olmadan bağımsız bir varlık olarak kullanıldı. Yeni Antlaşmada ise Grekçe olarak  “Pneuma” olarak aynı şekilde 149 kere diğer kelime ile bağlantı olmadan bağımsız bir varlık olarak kullanıldı. Örneğin yukarda belirttiğim gibi Yaratılış 1: 2 ayetteki gibi Tanrı’nın Ruhu bağımsız bir şekilde suların üzerinde hareket etiğini söylemekte. ”Egemen RAB’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara müjde iletmek için meshetti.”(Yeşaya61:1) Gelecek olan Mesih’in üzerinde Tanrı’nın Ruhu’nun olacağını söylemektedir. Bu yüzden Tanrı’nın Ruhu’nu tanımlarken Tanrı ile aynı özü taşıyan başka bir varlık olarak bakmak daha doğru olacaktır.

Birçok insan Tanrı hakkında bir şeyler söylerken O’nun her yerde olduğunu söyler. Tanrı aynı anda denizin dibinde de olabilir ve aynı anda dağın tepesinde de. “Bu nasıl olabilir?” diye tepki gösteren birisi şu şekilde düşünebilir. ‘Tanrı’ her yerde olduğuna göre Tanrı bu masada da olabilir veya sandalyede.  Öyle ise masa veya sandalye Tanrı mı oluyor?’ diye sorarsak nasıl cevap verirsiniz? Çok basit ama Tanrı’nın yapısı ile ilgili düşünmediyseniz cevaplanması kolay olmayabilir. “Tanrı her yerdedir” demek her şey Tanrı’dır demek değil. Tanrı, Ruh aracılığıyla her yerde egemendir. Bunun gibi Ruh kavramı olmadan Tanrı’nın her yerde olduğunu anlatmak çok zordur. Tanrı’nın Ruhu Tanrı ile aynı özünü taşıyan başka bir varlık olarak her yerde egemen olmaktadır. Devamını okumak için linki tıklayın.