Üçlü Tek Tanrı - Tanrı’nın Ruhu, Kutsal Ruh
Tanrı’nın Ruhu’ndan birçok kişinin haberi bile yok. Bilen kişi de Kutsal Ruhun Tanrı’nın egemenliği altında olan meleğe benzer bir varlık olarak düşünür. Ama Kutsal Kitap Tanrı’nın ‘Ruh’ olduğunu söyler. “Tanrı ruhtur, O’na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.” (İncil Yuhanna 4:23) “Var olan Tanrı tekli tek Tanrı mı?” adılı yazıda söylediğim gibi Tanrı’nın Ruhu, Tanrı’nın Özü ve Sözü ile birlikte çalışan, kimsenin tarafından yaratılmayan, Tanrı’nın özüne sahip Tanrıdır.
Yaratılış döneminde Tanrı’nın Ruhu
Üçlü tek Tanrı Yaratılış 1. bölümünde “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” der. Sonra RAB Tanrı Adem’i topraktan yaratığını ve burnuna yaşam soluğunu üflediğini böylece Adem’in yaşayan varlık olduğunu söyler. (Tevrat Yaratılış 2:7) Ruh olan Tanrı yalnız insanı yatırken kendi ruhunu üfleyerek insanı kendi suretiyle yarattı. Diğer canlıları yaratırken Tanrı kendi Ruhunu üfleyerek yarattığından hiç bahsetmiyor. Yalnız insan. Bu yüzden Tanrı Kendi parçasını taşıyana-insana- yarattığı tüm canlıların üzerinde egemen olmasını istedi. Ama ne yazık ki insan Tanrı’nın kendilerine verdiği özgür iradesini yanlış kullanarak kötü olanı seçerek, Tanrı’nın bir parçasını taşıyan bir varlık olarak uygun hareket etmedi. RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. RAB, “Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür” dedi, “İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.”(Tevrat Yaratılış 6: 5,3) Günahın sonucu olarak Tanrı’nın Ruhu insanlardan ayrıldı. İnsanların üzerinde hem bedensel ölüm hem de ruhsal ölüm gerçekleşmişti.
Peygamberlerin döneminde Tanrı’nın Ruhu
Tanrı’nın Ruhu insanlardan ayrıldıktan sonra peygamberlerin dönemi başlıyor. Çünkü Kutsal olan Tanrı günahlı olan insanlarla direkt iletişim kuramaz oldu. Tanrı’nın eli kısa ya da güçsüz olduğu için değil insanlar günahlı olduğu için kutsal olan Tanrı’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bu yüzden Mesih’in insanların üzerinde olan günah sorununu çarmıhta çözene kadar zaman zaman kendi Ruhunu peygamberlere üfleyerek Kendi isteklerini bildirdi. Bu yüzden Kutsal Ruhun insan soyundan ayrıldıktan sonra Mesih gelene kadar bu dönemi peygamberlerin çağı deniliyor.
“Bak, Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu Besalel’i seçtim. Beceri, anlayış, bilgi ve her türlü ustalık vermek için onu ruhumla doldurdum. (Tevrat Mısırdan Çıkış 31:2,3) Tanrı Kendi Tapınağının yapılması için bazı kişilere kendi ruhunu verdi.
Sonra RAB bulutun içinde inip Musa’yla konuştu. Musa’nın üzerindeki Ruh’tan alıp yetmiş ileri gelene verdi. Ruh’u alınca peygamberlik ettilerse de, daha sonra hiç peygamberlik etmediler. Eldat ve Medat adında iki kişi ordugahta kalmıştı. Seçilen yetmiş kişi arasındaydılar ama çadıra gitmemişlerdi. Ruh üzerlerine konunca ordugahta peygamberlik ettiler. Bir genç koşup Musa’ya, “Eldat’la Medat ordugahta peygamberlik ediyor” diye haber verdi. Gençliğinden beri Musa’nın yardımcısı olan Nun oğlu Yeşu, “Ey efendim Musa, onlara engel ol!” dedi. Ama Musa, “Sen benim adıma mı kıskanıyorsun?” diye yanıtladı, “Keşke RAB’bin bütün halkı peygamber olsa da RAB üzerlerine Ruhu’nu gönderse!” (Tevrat Çölde sayım 11:25-29) Rab Tanrı yalnız Hz. Musa’ya değil kendi halkını yönetmek üzere 70 kişinin üzerine de Ruhunu gönderdi.
Bunun üzerine RAB, “Kendisinde RAB’bin Ruhu bulunan Nun oğlu Yeşu’yu yanına al, üzerine elini koy” dedi (Çölde sayım 27:18) Hz. Musa ‘dan sonra halkını yönetecek olan Yeşu’ya kendi Ruhunu verdi.
Davut’un son sözleri şunlardır: “İşay oğlu Davut, Tanrı’nın yükselttiği adam, Yakup’un Tanrısı’nın meshettiği, İsrail’in sevilen ezgi okuyucusu şöyle diyor: RAB’bin Ruhu benim aracılığımla konuşuyor, Sözü dilimin ucundadır. (2. Samuel 23: 1,2) Rab Tanrı Hz. Davut’u kendi Ruhu ile meshettiğini söylüyor.
Egemen RAB’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara müjde iletmek için meshetti. (Yeşaya 61: 1) Kutsal Ruh ile dolu olan Mesih, Tanrı’ya susamış insanlara müjdeyi duyuracağını, Şeytan’ın zincirine tutsak birçok insanı özgür kılacağını böylece Tanrı’nın Lütuf yılını ilan edeceğini söyledi.
“Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, Gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum’u dökeceğim.(Yoel 2: 28,29) Tanrı peygamberlerin döneminin sonuna geldikçe yalnız Mesih değil kendisine iman eden tüm insanların üzerine tekrar kendi Ruhunu vereceğini birçok kez söyledi.
Mesih döneminde Tanrı’nın Ruhu
İsa Mesih’in hayatını Kutsal Ruh ile ayırmak mümkün değildir. O Kutsal Ruhtan doğdu. Kutsal Ruh tarafından vaftiz edildi. Kutsal Ruhta seviniyordu. O’dan güç alıp hastaları iyileştirdi ve İsa Mesih’in kendisi Rabbe iman eden herkese Kutsal Ruhu’nu gönderdi.
İsa Mesih’in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem, Yusuf’la nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe olduğu anlaşıldı. Nişanlısı Yusuf, doğru bir adam olduğu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi. Ama böyle düşünmesi üzerine Rab’bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: “Davut oğlu Yusuf, Meryem’i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh’tandır. (İncil Matta 1:18-20)
İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı’nın Ruhu’nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. (İncil Matta 3:16)
O anda İsa Kutsal Ruh’un etkisiyle coşarak şöyle dedi: “Baba, yerin ve göğün Rabbi! Bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçük çocuklara açtığın için sana şükrederim. Evet Baba, senin isteğin buydu. (İncil Luka 10: 21)
İsa, Ruh’un gücüyle donanmış olarak Celile’ye döndü. Haber bütün bölgeye yayıldı. (İncil Luka 4:14)
İsa, Celile bölgesinin her tarafını dolaştı. Buralardaki havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi’ni duyuruyor, halk arasında rastlanan her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. Ünü bütün Suriye’ye yayılmıştı. Türlü hastalıklara yakalanmış bütün hastaları, acı çekenleri, cinlileri, saralıları, felçlileri O’na getirdiler; hepsini iyileştirdi. Celile, Dekapolis, Yeruşalim, Yahudiye ve Şeria Irmağı’nın karşı yakasından gelen büyük kalabalıklar O’nun ardından gidiyordu. (İncil Matta 4: 23-25)
Ben de Baba’dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür, ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. (İncil Yuhanna 14: 16-17, 26)
Orta-doğu’da yaşayan birçok Müslüman İsa Mesih’in vaat ettiği Yardımcı veya Destekleyici anlamına gelen eski Grekçe olarak Parakleitos’u(παρακλήτος) Paraklitos(περικλύτος,) yani hamt anlamına gelen Hz. Muhammed olduğunu iddia ederek İncil’in değiştirildiğini söylüyor. Ama önce ki ayette Yuhanna 14: 26. ayette apaçık bir şekilde “göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh” olarak açıklamaktadır. Bir de 14:16, 17. Ayette “O’nu ne görür, ne de tanır.” Diyerek görünmeyen Ruh olduğunu her hangi bir insandan bahsetmediği açıktır. Rab Tanrı Mesih’in Kurtarış işlerinin sonunda tekrar peygamberlerin çağına geri dönmek değil, herkesin üzerine Kutsal Ruhu göndererek Lütuf Çağı’nın başlamasını istedi.
Lütuf Çağı döneminde Tanrı’nın Ruhu
İsa Mesih’in vaat ettiği Kutsal Ruh kendisinin göğe alındıktan sonra fazla zaman geçmeden elçilerin ve sadık öğrencilerin üzerine ateş gibi indi. Hz. Nuh’un döneminde yaşayan insanların aklı fikri hep kötü olduğu için ayrılan Tanrı’nın Ruhu yaklaşık 3000 yıl sonra insan soyunun üzerine tekrar indi. Çünkü Mesih, Tanrı ile insan arasındaki engeli kaldırdı. Bu konu üzerinde pusulanın sonraki bölümü olan Kurtuluş Planında daha detaylı bir şekilde bakalım.
Pentikost Günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, güçlü bir rüzgarın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. İmanlıların hepsi Kutsal Ruh’la doldular, Ruh’un onları konuşturduğu başka dillerle konuşmaya başladılar. (İncil Elçilerin İşleri 2: 1-4)
Böylece İsa Mesih’in öğrencileri Kutsal Ruhun gücüyle Mesih dünyadayken yaptığı bütün işleri yapabildi. Hastaları iyileştirdi. Ölüyü diriltti. Yalnız mucizeler değil İsa Mesih’in kendisini öldürmeye gelen insanlar için bile gerçek sevgiyle dua edebildi.
Petrus, “Bende altın ve gümüş yok, ama bende olanı sana veriyorum” dedi. “Nasıralı İsa Mesih’in adıyla, yürü!” Sonra onu sağ elinden kavrayıp kaldırdı. Adamın ayakları ve bilekleri o anda sapasağlam oldu. (İncil Elçilerin İşleri 3:6,7)
Petrus, herkesi dışarı çıkarttı, diz çöküp dua etti. Sonra ölüye doğru dönerek, “Tabita, kalk” dedi. Kadın gözlerini açtı, Petrus’u görünce doğrulup oturdu. (İncil Elçilerin İşleri 9: 40)
Kutsal Ruh’la dolu olan İstefanos ise, gözlerini göğe dikip Tanrı’nın görkemini ve Tanrı’nın sağında duran İsa’yı gördü. İstefanos taş yağmuru altında, “Rab İsa, ruhumu al!” diye yakarıyordu. Sonra diz çökerek yüksek sesle şöyle dedi: “Ya Rab, bu günahı onlara yükleme!” Bunu söyledikten sonra gözlerini yaşama kapadı. (İncil Elçilerin İşleri 7: 55, 56, 59, 60)
Kutsal Ruh yalnız elçiler değil İsa Mesih’in göğe alındıktan 2000 yıl geçmesine rağmen Rabbe susamış insanlarla birlikte olup hasta olanları iyileştirmeye, kırık ve parçalanmış Tanrı’nın suretini yenilemeye devam etmektedir. Sonunda Tanrı’nın asıl Kabe’si olan insanların yüreğinde yaşamaya devam edecektir.
“Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, Gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum’u dökeceğim. Göklerde ve yeryüzünde, Kan, ateş ve duman sütunlarından belirtiler göstereceğim. RAB’bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce Güneş kararacak, ay kan rengine dönecek. O zaman RAB’bi adıyla çağıran herkes kurtulacak. (Eski antlaşma2: 28-32)