Peygamber kimdir? Peygamber ne yapar? Peygamber günah işler mi?

peygamberler

Orta-doğuda yaşayan birçok insan peygamberlere inanır.  Bu peygamberlerin bizim gibi sıradan bir insandan çok farklı olduğunu, doğuştan günahsız olan Tanrı’nın seçilmiş dini bakımında çok önemli bir şahıs olduğuna inanır. Ama onlara inandığı peygamberlerle ilgili detay olarak neler söylediğini, nasıl bir hayat sürdüğü sorulduğunda çoğu bilmiyor. Çünkü peygamberlere iman etmek kendi dinin de çok önemli bir şart olduğu içindir. Ama onların hayatını ve söylediklerini bilmek gibi detaylar dini bir şart olmadığı için çoğu insan fazla ilgi duymuyor. Aslında bir kimseye iman edebilmesi için önce o kişinin nerede, nasıl yaşadığını, ne yaptığını kitaptan ya da tanıdığı kişiye sorduktan sonra o kişiye karşı güvence hissettiği zaman ancak mümkün olabilir.

Peygamberler günahsız mı?

O zaman şunu sorabilir miyiz? ‘Peygamberler gerçekten günahsız mı?’ Tanrı’nın seçilmişi olan mutlaka günahsızdır diye kolayca düşünebiliriz ama Kutsal Kitap’ı elinize alıp birkaç sayfayı okuduğunuzda hiç öyle olmadığını anlarsınız. Hz. Adem Tanrı’nın yasakladığı ağaçtan meyveyi yiyerek dünya tarihinde Havva ile birlikte ilk günah işleyen oldu. Böylece insanlık üzerine hem ruhsal ve bedensel ölümü getirmiş oldu. Hz. İbrahim can korkusundan firavuna kendi eşi olan Sara’yı kardeş olarak tanıttı. Anadolu’da yaşayan insanlara kendi eşini başka erkeğe benim kardeşim diye tanıtan erkeğe ne derler? Çok utanç verici bir olay değil mi? Rab Tanrı firavunun rüyasında görünüp uyarmasaydı onun yuvası yıkılabilirdi. Hz. Musa ise peygamber olarak çağrılmadan önce bir katildi. Peygamber olarak çağırıldıktan sonra da öfkesine hâkim olamadığı için İsrail oğullarına 40 yıl boyunca öncülük etmesine rağmen Tanrı’nın vaat ettiği toprağa kendisi giremedi. Hz. Davut ise kendi askerlerinden bir komutanının eşiyle birlikte olmak için cephede onun kocasını öldürttü. Böylece hem cinayet hem de zina işledi. Daha neler neler var.  Bunlardan bahsederken peygamberlerin hatasını ortaya çıkarak onları küçümsemek amacıyla söylemiyorum. Zaten Kutsal Kitap’ı okuyan herkes kolayca açık bir şekil onların hatalarını anlayabilecektir. Gizli saklı olan bir şey yok. Önemli olan insanı yüceltmek değil Rabbi yüceltmektir. Bunca zayıflığa rağmen Rabbin sınırsız merhameti sayesinde kendilerinin yaşadığı çetin ve zor hayatlarda gösterdiği harika iman örnekleri şimdi de tüm dünyadaki birçok insanın yaşamını hala derinden etkilemiştir ve hala etkilemektedir. Ama günah konusuna açıklık getirmemin asıl amacı onlarında-peygamberlerinde- bizim gibi bir insan olduğunu, doğuştan günahsız özel bir kişi olmadığını göstermek içindir. Eğer Tanrı birini doğuştan günahsız yani günah işlemeyecek şekilde yaratıp başka bir insanı hata işleyecek payı yüksek olarak yaratırsa nasıl Tanrı adaletle insanı yargılayabilir.

Peygamberlerin geliş amacı nedir?

Eğer peygamberler bile bizim gibi zayıf ve günah içindeyse büyük bir sorun ortaya çıkıyor. Bizi günah dolu bu dünyada kim nasıl kurtarabilir? Yüzmeyi bilmeyen adam, yüzmeyi bilmeyen denize düşmüş başka bir adamı kurtarabilir mi? Kendisinde tekne veya can simidi atabilecek yakın mesafede değilse boğulmakta olan insanı yüzerek kurtarmak mümkün değildir. Kurtarmak için kendini denize atarsa ikisi de boğulacaktır. Yüzmeyi çok iyi bilen birisi olmalı ki hem kendi canını dalgalardan koruyabilir hem de diğer insanı kurtarabilir. Ayını şekilde günah konusunda da bu prensip geçerlidir. Günahlı olan birisi başka günahlı olan birini kurtarabilir mi?  Hayır, olamaz. İsa Mesih yobaz bir dindar için şöyle konuştu. “Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer kör köre kılavuzluk ederse, ikisi de çukura düşer.” (İncil Matta 15:14) Ancak günahsız olan günahlı insanı kurtarabilir. Öyle ise neden Tanrı bu kişileri bize gönderdi? Bize ne göstermek istiyor? Peygamberleri bize göndermesinin asıl amacı bize bir din göndermek için ya da bizi günahtan kurtarmak için değildi. Onların asıl geliş amacı gelecek olan asıl Kurtarıcı Mesih hakkında peygamberlik etmek içindi. Kurtuluş Allah’tandır. Mesih Tanrı’nın Özüne sahip O’nun Sözüdür. Böylece Özünden gelen Mesih yani Kurtarıcı gelince O’nun gerçek kurtarıcı olduğunu anlayıp iman edelim diye geldi.

İsa onlara, “Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler! Mesih’in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?” dedi. Sonra Musa’nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar’ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı. (İncil Luka 24:25-27)

 Tanrı, Oğlu Rabbimiz İsa Mesih’le ilgili bu Müjde’yi peygamberleri aracılığıyla Kutsal Yazılar’da önceden vaat etti. (İncil Romalılar 1:2)