Hristiyanlık dini nasıl oluştu?
Hristiyanlık dininin oluşumundan önceki dönem
İncil demek “Müjde” demektir. Neden İncil’e iyi haber anlamına gelen Müjde adını verdiler? Çünkü insan soyu, günah işlemesi sonucu Tanrı’dan uzaklaşarak ruhsal ve fiziksel ölüme mahkûm oldu. Buna karşın İsa çarmıhta tüm insan soyunun işlediği günahların karşılığında kurban olarak öldü ve üçüncü gün ölümden dirildi. Böylece tüm insan soyunu tutsak eden günah ve ölümün zinciri kırılmış oldu. İncil, İsa’nın gerçekleştirdiği bu harika habere inanıp tövbe eden her insanın Tanrı’yla samimi bir ilişki kurabileceğini ve Tanrı’nın egemenliğinin, iman eden kişinin yüreğine geleceğini açıklamaktadır. Bu sevindirici haber ilk imanlıları o kadar derinden etkilemiştir ki; bu müjdeyi dünyanın dört bir yanına ulaştırmak için hepsini yollara döktü. İsa’nın ölümünden sonra 10 yıl geçmeden bu müjde Kudüs’ten Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en önemli şehirlerinden biri olan Antakya’ya kadar ulaştı. Orada ilk defa İsa’nın öğrencileri “Hristiyanos” yani Mesihçi olarak çağırılmaya başladı. Hristiyan ismini, İsa’nın öğrencileri kendilerine vermedi. Hristiyan olmayanlar İsa’nın öğrencilere bu ismi verdi. Aslında Hristiyan ismi onların inancına saygı göstererek verilmedi. Simit satana simitçi, su satana sucu, balık yakalayana balıkçı dendiği gibi o dönemdeki İsa’yı Mesih yani kurtarıcı olarak kabul edip O’nun peşinden koşanlara Hristiyan dediler. İsa’nın öğrencileri buna hiç itiraz etmeden bunu kendilerinin kimliği olarak benimseyerek tüm Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında siyasi veya herhangi bir kaba kuvvete başvurmadılar; tersine ne kadar eziyet çekseler de bu haberi yaymaya devam ettiler.
Ezop’un ‘Güneş ve Rüzgar’ Masalı gibi
Eski Yunan filozof Ezop’un çok ünlü ‘Güneş Ve Rüzgar’ masalı var. Bir gün Rüzgar Güneş’le konuşuyormuş. Rüzgar Güneş’e “Ben senden daha güçlüyüm. Bunu sana göstereceğim. Bak, şu aşağıdaki yaşlı adamı görüyor musun? Onun ceketini çıkaracağım” demiş. Sonra bulutların arkasına çekilmiş. Rüzgar bütün şiddetiyle esmiş. O estikçe yaşlı adam üşümüş. Üşüdükçe paltosuna sarılmış. Rüzgar buna öfkelenmiş. Daha da şiddetli esmiş. Bu kez adam da paltosunu daha sıkı tutmuş. Rüzgar ne kadar şiddetli estiyse adam da paltosuna o kadar çok sarılmış. Çünkü çok üşüyormuş. Rüzgar sonunda pes etmiş. Bu kez sıra Güneş’e gelmiş. Güneş bulutların arkasından çıkmış. Yaşlı adama sıcacık gülümsemiş. Yeryüzünü iyice ısıtmış. Adam pek sevinmiş. Yeryüzü ısındıkça adam da ısınmış. Adam artık paltoya ihtiyacım kalmadı diye düşünmüş. Ve paltosunu çıkarmış. O zaman Güneş Rüzgar’a dönerek: “Gördün mü?” demiş.
Ezop’un ‘Güneş ve Rüzgar’ masalı gibi Roma imparatoru 300 yıl boyunca İsa’nın öğrencilerine çok ağır zulümler yaptı. Bu şiddetli Rüzgar’a karşı direnen yaşlı paltolu adam gibi Hristiyanlar zulme karşı daha da güçlendiler. Sonra karanlığın gücü zulümle baş edemeyeceğini öğrenince strateji değişikliğe girmiş olmalı. Böylece sonunda Roma imparatorunun Hristiyan olması ile sıcacık yaz mevsimi gibi ‘güneş dönemi’ başladı. Hristiyanlar artık zulmedilenden zulmedenin tarafına geçti. Dünyasal güç ve kuvvetle birlikte inançların içine din ve siyaset girmeye başladı. Böylece İsa’nın öğretişinden uzak, korkunç karanlık dönem başladı.
Hristiyanlık dininin oluşumu
4. yüzyılın başında Roma İmparatorluğu’nun soylu kişileri, asker komutanları ve senatosu dâhil her sınıftan İsa’nın öğrencilerinin sayısı çoğalmaya başladı. Sonunda Roma imparatoru Konstantin, kendisi de Hristiyan olup 300 yıl boyunca devam ettiği korkunç zulüm dönemini sona erdirdi. M.S. 312 yılında Britanya York bölge komutanı olan Konstantin Roma imparatoru olmak üzere o dönemin imparatoru olan Maksentius’la Roma’nın kuzeyinde olan Milbiyus köprüsünde karşı karşıya geldi. O gün imparator Konstantin rüyada Mesih(XPI∑TO∑)’in baş harfi olan XP işareti ile savaşı kazanacağına dair Tanrı’nın sesini işittiğini söyledi. Sonra tüm askerlerin kalkanına XP işareti koyup savaşır ve sonunda zafer kazanıp Roma’nın imparatoru olur. Sonraki yıl M.S. 313 yılında İmparator Konstantin, Milano’da diğer insanlar gibi Hristiyanlar da kendilerinin seçtiği dine iman edebilme hakkına sahip olduğuna dair ferman çıkarır. Bu Hristiyanlar için çok önemli bir fermandı. Artık önceki gibi yer altında, insanlık dışı muamele gören dönemin bittiği anlamına gelmektedir. Ama imparator Konstantin’den sonraki Roma imparatoru Teodosius bunu daha da ileriye götürerek Roma’nın dininin Hıristiyanlık olduğunu ilan etti.
Bu çok harika bir şey gibi görünebilir. Fakat Roma imparatorları, tarih boyunca imparator olmak için yakın aile, dost, akraba fark etmeksizin binlerce insanı sırf siyasi güç elde etmek için öldürmüştü. Egemenlik kurduğu tüm bölgelerde sömürgelik düzeni kurup kaba kuvvet ile güçsüz insanların malını çalmıştı. Sürekli kendi toprağını genişletmek için komşu ülkelere saldırıp kadınlara tecavüz eden ve orada ne bulduysa çalan Roma, nasıl İsa’nın öğretişini benimseyen bir ülke olabilir! Bu kesinlikle mümkün olmayan bir şey. Ama bunu zorla uydurmaya çalıştılar. Bunun sonucu olarak İsa’nın öğretişine ne kadar sadık olduğu malum! Dış görünüş harika ama asıl özünden yoksun Roma İmparatorluğu’nun düzen ve sistemini benimseyen bir din ortaya çıktı. Bu konuya çok dikkat etmemiz gerekiyor. İncil, dünyanın sonuna doğru yaklaşırken “Tanrı yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar.” diye yazılmıştır. (2.Timoteos 3:5) Roma 5. yüzyılda ikiye bölündü. Bundan fazla zaman geçmeden siyaset ikiye ayrılınca din de ikiye ayrıldı. Doğu Roma’nın dini Ortodoks, batı Roma’nın dini ise Katolik oldu.
‘Katolik ve Ortodoks dininin içinde İncil’in öğretişine alakası olmayan düzen ve yapılan yanlış olaylar’ ile ilgili makaleyi görmek için linki tıklayın.
Hristiyanlık dini nedir? Hristiyanlık dini nasıl oluştu?